19 Ocak 2008 Cumartesi

Bir 'genç' şairin toplu şiirleri(Haydar Ergülen)

'İmkânsızlığın şiiri': Dünya Tutulması (Değerli edebiyatçımız Selim İleri'nin Radikal Kitap'ta yazdığı 'Bir Kitap Kapağı' başlığından esinlendiğimi belirtir, kendisine teşekkür ederim.) Adıgüzel, içigüzel, derdigüzel bir kitap: Dünya Tutulması (YOM Yayınları, Ekim 2005), Çiğdem Sezer'in beşinci şiir kitabı. Adıgüzel: Aydan, güneşten önce insanın, şiirin, kelimelerin de tutulduğu bir halden, 'dünya hali'nden söz ediyor çünkü. Şiiri yücelerden indirip insanın hizasına getiriyor. Türk şiirinde 'dünyalı' başka kitap adları da vardır ve hemen hepsi de şiire yakışır. İlk aklıma gelen de Sami Baydar'ın Dünya Efendileri'dir. Ama doğrusu Çiğdem Sezer'in Dünya Tutulması, yalnızca sıkı bir kitap adı olmakla kalmadığı, yepyeni bir kavram da inşa ettiği için, benim en çok 'tuttuğum', 'tutulduğum' isim oldu. Belli ki rastgele seçilmemiş ve 'şairane' olma kaygısı güdülmemiş. Belki tam da bu yüzden Dünya Tutulması'ndan şiire tutunarak biraz olsun kurtulabileceğimizi ima ediyor. İçigüzel: "tanrı taş sektiriyor yalnızlığında/ben harfleri suya bırakıyorum." Bu dizeler 'Kayıp İlanı' şiirinden. Yalnızca o şiirden mi ? Bir bakıma Çiğdem Sezer'in beş kitaplık toplamının 'anafikri', şiirinin de en 'özlü' ifadesi bence. 'Tanrı elimden daha sıkı tutsaydı şiir yazmazdım' diyenlerin de ortak çığlığı. Benim de Çiğdem Sezer'in şiirine yakınlık duymamın başlıca sebeplerinden biri. Bir 'halsizlik hali' diyelim. Sezer bu halsizliği bir güce, bir gösteriye dönüştürmeme başarısını, erdemini de tüm şiirinde gösteriyor ki, büyük harfli şiir-iktidar tartışmasına hiç girmeden, şiirin 'iktidar'la en küçük bir alışverişi olamayacağını da sessizce beyan ediyor. Bu beyanda şairlikten geri çekilebileceğini de sezdiriyor, bu da bizi Sezer'in şiirine iyice yakınlaştırıyor, bu şiirle kurduğumuz 'gönül bağı'nı sıkılaştırıyor. Derdigüzel: Bir kitaptan konuşurken, şairin bütün kitaplarından da konuşabiliyorsak, o şiirin yaydığı ve paylaşmamız için bize de açtığı derdiyle de ortaklık kuruyoruz demektir. Çiğdem Sezer'in şiiri, benim için baştanberi derdini de paylaşabildiğim şiirler arasında:"biz yalnızca bir harftik/yan yana gelemeyen ve bu yüzden/kimselerin bir anlam veremediği" bir dertten söz ediyorum. Bağışlamadığımız, ama onun da bizi bağışlamadığı bir dünyanın derdinden. Şiirin, bu dertle başa çıkamayacağını biliyorum, bu 'dünya tutulması' karşısında hükümsüz kalan 'insan olma' ve 'başkası için olma' hallerini şiir bize yeniden kazandırabilir mi, emin değilim. Bildiğim bu 'tutulma' karşısında şiire tutulmak, şiirle tutunmak çabasını çaresizce sürdürmektir ki, Çiğdem Sezer de bunu, 'imkânsızlığın şiiri'yle bir imkâna dönüştürme yolunu araştıran bir şair olarak hakkıyla yerine getiriyor. Dünya Tutulması'nda işte bu imkân ve şiiri hâlâ mümkün kılan 'özel' bir şair var.
26.01.2007 Radikal Gazetesinde yayımlanmıştır.