19 Ocak 2008 Cumartesi

OĞULOTUM




o senin ıhlamur duruşun

oğulotum bal köpüğüm

evler kapılar boyu

boynundaki kuğuyu

besleyip doyurduğum

o senin çarşı pazar duruşun



yıldız ağdı, öldü ikizin oğul

ne musalla ne sela

göğsümdeki yırtık büyüdü

dal boyun toprak oğul


kılıçları kinle parlak

yürekleri pıhtı kan

çukur kazıyorlar oğul çukur kazıyorlar

hiç durmadan


gözlerini koyuyorlar

ışığın kalıyor

ellerini koyuyorlar

sıcağın kalıyor

ağzını koyuyorlar

şarkın kalıyor

bir dağ taşıdım ya bir ömür,

koynumda parçalanıyor


çağın kumaşı delinmiş oğul

dağın tasası çalınmış

oğul balın köpüğü alınmış oğul

-sen bu ölümü niye öldündü?


( Bahçe 20, Sonyaz 2000)